5 Temmuz 2015 Pazar

Karaköy Dem Cafe


Oruç tutan insanlar olduğu için bu yazımı iftar sonrasına bırakmıştım.
Öncelikle oruç tutan herkesin orucunu Allah kabul etsin. :)

Uzun zaman önce duyduğum ama bir türlü gidemediğim bu cafeye sonunda gitme fırsatı buldum. Cafe değil de biz buraya daha çok "çaycı ya da çay evi" diyelim. :) Çünkü çaylarıyla meşhur bir yer. 

Menüsünde yaklaşık 60 tane çay var. Çay severlerin farklı tatları denemeleri için iyi bir mekan :)

Fiyat açısından da çok pahalı olmadığını düşünüyorum, istediğiniz çay çaydanlık ile gelebiliyor bu da 16 - 20 TL arasında.

Bana en güzel gelen yanlarından biri, o trafikten, gürültüden, arabalardan uzaklaşıp bir sokakta oturup huzurla çayımı içebilmek oldu.



Bir mekanı benim için öne çıkarmada sunum çok etkili. Kesinlikle sunumları çok hoş, göze hitap ediyor.

Hava çok sıcaktı ve sıcak şeyler içmek istemedim buzlu çaylarından denedim. Benim içtiğim ananaslı (Anastasia) yani bu,


Sıcak havada kesinlikle denemelisiniz.

Şehirin kalabalığından uzaklaşmak, bir süre de olsa rahatlamak için gitmeniz gereken bir yer olduğunu düşünüyorum.

Benim görüşlerim böyle.

 Değişik yerlere gitmek isteyip bulamayanlar için bir tavsiye olsun bu da. :)

Kendinize iyi bakın, sevgiyle kalın. :*


TheFootFactory : Foot Scrub


Merhabalar! :)

Bugün ambalajına hayran kalarak aldığım bir ürünü size tanıtacağım.


Dediğim gibi çok güzel bir ambalaj tasarımına sahip ancak bu ürün bana ambalaja kanmamak gerektiğini öğretti.
Kullanımı son derece zor, yani sıkmak resmen güç istiyor diyebilirim. Sıkınca da bolca gelip etrafa saçılabiliyor.
Yapısı çok yumuşak ve içinde yeterli tanecikler olmadığı için ayağa yeterli olmuyor. Bende pek bir etki yaratmadı.
Nane kokusu hoş, ayakta ferahlık hissi yaratıyor az da olsa yumuşatıyor sanırım benim için ürünün tek artıları bunlar oldu.


5 TL gibi ucuz bir fiyatı var uzun zaman önce aldığım için net hatırlamıyorum.

Benim için sınıfta kaldı, bitince tekrar almayı düşünmüyorum.
Kullananların görüşlerini de almak isterim. :)

Herkese mutlu pazarlar, sevgiler. :)

3 Temmuz 2015 Cuma

L'oreal Casting Sunkiss Renk Açıcı Jel

Herkese günaydın! :)
Saça boya sürmeden renk açmanın çok zor olduğuna inanırdım, papatya suyu denedim açsa da o kadar az açtı ki gözle fark edilmiyordu.
Bir aralar gratiste 75 TL ve üzerine 25 TL hediye vardı. Bununla ne alsam diye düşünürken aklımda hiç olmayan bu ürün gözüme çarptı.


Küçükken sapsarı saçları olan ben, yavaş yavaş kumrala döndüm. Saçlarımı hiç boyatmak istemedim bu yüzden hiç boyaya kalkışmadım. Bunun boyasız saçlar için olduğunu gördüğümde pek inanmasam da aldım. İçinde amonyak olmaması da büyük artısı.

Kuru ya da nemli saça uygulanıyor. Ben duştan sonra saçlarımı biraz kurutup sürerek uyguladım.
Saçıma sürdükten sonra fön makinası ile tekrar kuruttum ve sonuca inanamadım. İlk denememde gerçekten gözle görülür bi fark vardı. 
4 ya da 5 kez kullandım, 100 ml ancak ben saçımın her yerine sürmediğim için bu kadar çok kullanabildim.
Şuan herkes saçımdaki renk farkını görebiliyor. Saçımı yıpratmadı, sertleşmesine de neden olmadı.


Türkiye'de sanırım sadece 01 numarası var kahverenginden sarıya doğru açıyor.
Ben kumral olsam da bunu kullandım ve güzel sonuç aldım.
Boya kullanmak istemeyenler için çok güzel bir ürün.

Önceden blog kullanmadığım için özellikle saçımın rengini çekmemiştim ancak eski fotoğraflardan göstereceğim.


Bu eski hali açıcı, boya hiçbir şey yok.



Bunlar da bu ürünü kullandıktan sonra. :)

Sevgilerle. :)



1 Temmuz 2015 Çarşamba

Hayat Üzülmek İçin Çok Kısa

Bugün size makyaj, bakım malzemelerini, mekanları ya da filmleri tanıtmayacağım.

Bugün bahsedeceğim konu, hayat.

Dün bir haber gördüm ve dünden bu zamana aklımdan çıkmadı.Sürekli bu konu hakkında düşündüm,üzüldüm.

Scorp diye bir uygulama var, sadece app store'da sanıyorum bu uygulama.
Dün facebookta bu uygulamanın sayfasını geziyordum gülmek için. Ama gördüğüm bir haber o kadar çok üzdü ki dünden beri tek olayım bu oldu.
Scorp, bir başlık altında insanların videolar çekerek toplandığı bir uygulama.

Beyza Altıkaya adında 17 yaşında bir kız da bu uygulamanın sürekli olarak kullanıcısı, takip etmiyordum ancak birkaç kez videolarına denk gelmiştim.


Dün öğrendim bu kız 4-5 gün önce bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş.
7 gün önce son videosunu atmış ve gülüyor. Bu kadar genç, hayat dolu bir kızın ölüm haberini duymak beni o kadar çok üzdü ki.


Birkaç gün önce çektiği bir videoda,
"Bana bir miras kalsa o gün araba çarpar ölürüm" diyor izlediğimde tüylerim diken diken oldu.

Bir diğer videoda,
Babasıyla şakalaşıyorlar.
"Baba ben okulu bırakacağım." diyor babası da "Cehennemin dibine git." diyor kız da "Üzülürsün." diye tepki veriyor.

O baba bu gün üzgün. O baba bugün acı çekiyor ve geriye kalan tek şey kızıyla çektiği gülerkenki videolar.

Ölüm özellikle ani ölüm öyle birşey ki, sarılmadığı, biraz daha öpmediği, yüzünü biraz daha sevmediği her dakika için pişman oluyor insan. Bunu çok yakından yaşamış biri olarak anlatıyorum.

Hayattayken yeterince değerini bilmediğimiz şeyleri kaybettikten sonra anlıyoruz. Bu bana ya da size ait bir özellik değil bu insanın genel yapısı.

Ani bir ölüm ve geriye kalan bir sürü "keşke."

Bir başka konu, belki de şuan hayatlarımızın son 1 saatini yaşıyoruz ve olmayacak şeylere kendimizi üzüyoruz. Etrafımızdakilere kızıyoruz, aldığımız nefesin değerini bilmiyoruz.

Nefesin değeri bile kaybedildikten sonra anlaşılıyor
.
O kadar kısa ki "hayat" dediğimiz o çok uzun gelen şey. Üzülmekle, dert etmekle, kırmakla harcamamak gerek. Her gün son günümüz hatta her saati son saatimiz gibi yaşamak gerek.

Sevdiklerinizin, nefes aldığınız her saniyenin değerini bilin.

Beyza Altıkaya, neşesi gözlerinden okunan güzel kız. Mekanın cennet olsun. Huzur içinde yat.
Ailesine de Allah sabırlar versin.